Gittikçe artan kronik baskı ve stres sınavlarda gerçek performansı ortaya koyamamaya sebep olabilir. Sınav stresi yaşadığımızda zihnimizde neler olur?
Engellenmiş ve sıkışmış hissederiz. Kendimizi konsantre olmaya ne kadar zorlarsak, o kadar stresli ve sıkışmış hissetmeye başlarız. Diğer tüm zamanlarda olduğu gibi zihnimiz geçmiş ve geleceğe gider. Geçmişte bizim yaşadığımız veya başka birilerinin yaşadığı, sınava dair olumsuz deneyimler zihnimize gelir. ”Ya bu sefer de böyle olursa” deriz. Ya da zihnimiz geleceğe gider. ”Ya bildiğim her şeyi unutursam”, ”Hiç bilmediğim sorular çıkarsa”, ”Ya sınavı geçemezsem” gibi sınavın olumsuz sonuçlarına dair düşüncelere sahip oluruz.
Sınavlara girerken amacımız, istek ve beklentimiz ne olursa olsun, zihnimizin büyük bir kısmı geçmiş kargaşalar ve başarısızlıklar ile meşgul olma eğilimindedir. Bunun için kendimize ”Neden böyle hissediyorum?” diye sorar, hatta bazen de bu duruma nelerin neden olduğunu ve bu durumun nasıl oluştuğunu bilmeye, anlamaya çalışırız.
Sınav için kaygılanmayan ya da kaygılandığını göstermeyen kişiler ile kendimizi karşılaştırırız. Bu kaygıyı yaşayan tek kişi bizmişiz, sanki bizim dışımızdaki herkes sınav stresiyle baş edebilirken biz baş edemiyormuşuz gibi hissederiz. Aynı zamanda kaygılandığımız için kendimizi suçlu, beceriksiz hissedebiliriz ve kaygılandığımız için tekrardan kaygılanabilir ve korkabiliriz.
Sınavla ilgili düşünceler zihnimize geldiğinde, sınav başlamadan önce veya sınav süresince bedenimiz de birtakım değişiklikler gösterebilir. Karnımız ağrıyabilir. Sık sık tuvalete gitme ihtiyacı duyabiliriz. Ellerimiz terleyebilir veya buz kesebilir. Yüzümüz kızarabilir, dilimiz damağımız kuruyabilir. Sıcak basar ya da üşüyüp titreriz. Kısacası bedenimiz de bu duruma seyirci kalmaz, kendi çapında tepkisini koyar.