Beslenme ve Yeme Bozuklukları

Genel Bilgiler

Önemli

Yeme Bozukluğu Nedir?

Beslenme ve yeme bozuklukları temel olarak uygunsuz yeme davranışlarından oluşan bir tıbbi tanı kümesidir.

Beslenme ve Yeme Bozuklukları Ne kadar Sıklıkta Görülmektedir?

Obezite ve astımdan sonra en sık görülen üçüncü kronik hastalık grubu yeme bozukluklarıdır. Genel toplumda her 10 kişiden birinde yeme bozukluğu olduğu düşünülmektedir.

Beslenme ve Yeme Bozuklukları Neden Önemlidir?

Yeme bozuklukları çoğunlukla çocukluk ve ergenlik döneminde başlayan, kronik (süreğen) gidişli hastalıklardır. Erken yaşta başlamalarına rağmen tedavi arayışı azdır ve tanı gecikmesi sıktır.

Yeme bozukluklarının tanımlanması, toplum tarafından bilinmesi ve doğru yönlendirmenin yapılması; erken tanı ve tedavinin başlanması, olası yaşamsal kötü sonuçların engellenmesi açısından çok önemlidir.

Yeme bozukluklarına eşlik eden hastalıklar nelerdir?

Yeme bozukluklarına hem psikiyatrik hastalıklar hem de fiziksel hastalıklar sıklıkla eşlik eder. Diğer psikiyatrik hastalıklardan farklı olarak yeme bozukluklarında tıbbi durumda ciddi bozulmalar görülebilir.

Psikiyatrik hastalıklardan yeme bozukluklarına en sık eşlik edenler: depresyon, kaygı bozuklukları, panik bozukluk, obsesif-kompulsif bozukluk (saplantı-zorlantı bozukluğu), dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, madde kullanım bozuklukları, kişilik bozuklukları olarak sayılabilir.

Yeme bozukluklarına eşlik eden psikiyatrik hastalıklar ile ilgili bilgi almak için sitemizdeki yazıları okuyabilirsiniz.

Beslenme ve Yeme Bozuklukları ve Depresyon

Depresyon (majör depresif bozukluk): sürekli bir üzüntü, çökkünlük hissi ve ilgi kaybına neden olan bir duygu durum bozukluğudur. Umutsuzluk, karamsarlık, çaresizlik, değersizlik duyguları, eskiden severek yapılan işlerden zevk alamama, enerjide azalma gibi belirtiler ile kendini gösterir. Bazı olgularda iştahsızlık ya da çok yeme, uykusuzluk ya da uyku ihtiyacında artma görülebilir.

Depresyonun yaşam boyu yaygınlığı erkeklerde %3-12, kadınlarda %10-26 arasındadır. Depresyon çocuklarda ve ergenlerde de sık rastlanan bir durumdur. Özellikle 13 yaşından sonra depresyon sıklığı belirgin olarak artar. İlk depresyon atağı genelde ergenlik ve genç erişkinlik döneminde geçirilir.

Depresyon yaş ve gelişim düzeyine bağlı olarak farklı belirtiler gösterebilir. Bebeklerde ve küçük çocuklarda anlamsız ağlamalar, huzursuzluk, gelişme geriliği, kilo kaybı; ergenlik öncesi çocuklarda duygu durumda dalgalanmalar, sinirlilik, öfke nöbetleri, bedensel şikayetler (baş ağrısı, karın ağrısı), akran ilişkilerinde zorlanmalar, dikkat eksikliği, okul başarısında düşme gibi bulgular verebilir. Ergenlik dönemi depresyonu klinik açıdan erişkin depresyonuna daha çok benzer, sosyal ilişkilerde zorlanma çocuklara oranla daha sıktır.

Depresyon (majör depresif bozukluk) yeme bozukluklarına en sık eşlik eden psikiyatrik hastalıktır. Yeme bozukluğu başlamadan önce, yeme bozuklukları ile birlikte ya da hastalık ilerleyince ortaya çıkabilir. Bazen yeme bozukluklarının tetikleyici faktörlerinden biri depresyon olabilir; bazen de depresyon yeme bozukluğunun olumsuz sonuçlarına bağlı bir belirti olarak ortaya çıkabilir. Ayrıca hem yeme bozukluğunu hem de depresyonu tetikleyen yaşam olayları, ailesel ve kişisel faktörler, kayıplar ve genetik etmenlerin olabileceği gözden kaçırılmamalıdır.

Beslenme ve Yeme Bozuklukları ve Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)

DEHB, çocukluk çağında başlayan, kişinin yaşına uygun olmayan dikkatsizlik, hiperaktivite ve dürtüsellik ile karakterize kişinin gelişimini ve işlevselliğini etkileyen nörogelişimsel bir bozukluktur. DEHB’nin dünya genelinde yaygınlığının %5,29 civarında olduğu belirtilmektedir. DEHB, etkilenen bireylerin sosyal, ailesel ve akademik işlevsellik alanlarını olumsuz etkiler; DEHB’nin sebebiyet vereceği kazalar, madde bağımlılığı gibi durumlar ciddi ekonomik kayba neden olabilir. Bu yüzden DEHB önemli bir psikiyatrik bozukluk olarak görülmelidir.

DEHB’nin eşlik ettiği psikiyatrik bozukluklardan bir tanesi de yeme bozukluklarıdır. Bugüne kadar yapılmış araştırmaların geneline bakılacak olursa yeme bozukluğuna sahip olan bireylerin %6-31’inde DEHB eş tanısı olduğu görülmektedir. DEHB tanısı bulunan çocuk ve ergenlerde yeme bozukluğu gelişme riskinin artmış olduğu ve yeme bozukluğu görülme oranlarının da yüksek olduğu bilinmektedir.

DEHB ve yeme bozukluklarına sahip bireylerin nörobiyolojik, nöropsikolojik, genetik ve psikososyal açılardan birbiriyle ilişkili oldukları bazı bulgulardan söz edilmektedir. Özellikle DEHB’nin doğasında yer alan dürtüselliğin tıkınırcasına yeme davranışı ve ilişkili bozukluklara gidişi kolaylaştıran bir faktör olabileceği öne sürülmektedir.

Çocuk ve ergenlerde DEHB ve yeme bozukluklarının birlikte görülme oranları dikkat çekicidir. DEHB’nin eşlik ettiği yeme bozukluklarının daha kötü gidişli olduğu çoğu çalışmada gösterilmiştir. Yeme bozukluğu olan her çocuk ve ergende DEHB birlikteliği düşünülmeli ve DEHB eşlik eden vakalarda DEHB tedavisi de yapılmalıdır.

← Geri